-
1 köpek gibi
как соба́ка ( о подхалиме) -
2 köpek gibi
adj. doglike, doggish, canine, slavish -
3 köpek gibi
хьам фэд -
4 köpek gibi sürünmek
live a dog's life -
5 kedi ile köpek gibi
как ко́шка с соба́кой -
6 kedi köpek gibi zıt olmak
lead a cat and dog life -
7 suçlu köpek gibi
adj. hangdog look -
8 köpek
Hund mbirine \köpek gibi davranmak jdn wie einen Hund behandelndişi \köpek Hündin f -
9 köpek
(-ği)1) соба́ка, пёсav köpeki — охо́тничья соба́ка
bekçi köpeki — сторожева́я соба́ка
çoban köpeki — овча́рка
dişi köpek — су́ка
ev köpeki — дома́шняя соба́ка; ко́мнатная соба́ка
iş köpeki — служе́бная соба́ка
kapı köpeki — цепно́й пёс
kurt köpeki — волкода́в
nöbetçi köpeki — сторожева́я (карау́льная) соба́ка
polis köpeki — полице́йская соба́ка, соба́ка-ище́йка
serseri sokak köpekleri — бродя́чие (бездо́мные) соба́ки
sıhhiye köpeki — санита́рная соба́ка
2) бран. соба́ка, подле́ц, негодя́й◊
köpek gibi — как соба́ка◊
köpek gibi kıvrılmak — а) сверну́ться клубо́чком (во время сна); б) виля́ть хвосто́м как соба́ка◊
köpekler güler buna — ку́рам на́ смех (букв. над э́ тим рассмею́ тся и соба́ки)◊
köpek muamelesi yapmak — обраща́ться как с соба́кой◊
köpek havlamayla hava bulanmaz — посл. соба́ка ла́ет — ве́тер но́сит◊
köpekle yatan pire ile kalkar — посл. ночу́ющий ря́дом с соба́кой набира́ется блох; с кем поведёшься, от того́ и наберёшься -
10 köpek
соба́ка (ж)* * *озвонч. -ği1) соба́ка, пёсav köpeği — охо́тничья соба́ка
bekçi köpeği — сторожева́я соба́ка
çoban köpeği — овча́рка
dişi köpek — су́ка
ev köpeği — дворня́жка
iş köpeği — служе́бная соба́ка
kapı köpeği — цепно́й пёс
kurt köpeği — волкода́в
polis köpeği — полице́йская соба́ка, ище́йка
serseri sokak köpekleri — бродя́чие / бездо́мные соба́ки
sıhhiye köpeği — санита́рная соба́ка
2) бран. пёс парши́вый, негодя́й, подле́ц••köpeği bağlasan durmaz — погов. да́же соба́ка [здесь] не бу́дет жить
köpekle yatan pire ile kalkar — посл. с кем поведёшься, от того́ и наберёшься
köpeğe atsan yemez — погов. да́же соба́ка не ста́нет есть
- köpek gibiköpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı — посл. е́сли бы моли́твы соба́ки бы́ли услы́шаны, то с не́ба сы́пались бы ко́сти
-
11 köpek
1. dog. 2. vulg. bastard, s.o.b. -in ağzına kemik atmak vulg. to shut up a troublemaker by giving him a slice of the pie. -e atsan yemez. colloq. It´s not even fit for a dog to eat. -i bağlasan durmaz. colloq. It´s not fit for a dog to live in, much less a person! -le dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir./-e dalanmaktan çalıyı dolanmak yeğdir. proverb It is worth doing whatever is necessary to avoid a confrontation with a nasty person. -in duası kabul/makbul olsa/olsaydı gökten kemik yağar/yağardı. proverb If scoundrels were to run the world, it´d be an uninhabitable place. - gibi cringingly, fawningly. -ler güler buna. colloq. It´s too funny for words. -e hoşt, kediye pist dememek to be unable to say boo to a goose. - köpek olalı bir av avladı. colloq. In all this time he´s only managed to do one noteworthy thing. - soyu vulg. bastard, s.o.b. -le yatan pire ile kalkar. proverb 1. If you associate with a scoundrel, you´ll pick up some of his habits. 2. If you associate with a scoundrel, you´ll suffer for it. - yese kudurur. colloq. Even the most low-down scoundrel couldn´t stomach such a remark! -
12 köpek
كلب [كَلْب]Anlamı: köpekgillerden, bekçilik, avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan -
13 canine
adj. köpekler için, köpek, köpek soyundan, köpek gibi, yalaka (Argo)* * *köpek veya kurta ait* * *(like, or of, a dog or dogs: canine characteristics.) köpeğe ait/benzer -
14 kedi
ко́шка (ж)* * *ко́шкаAnkara kedisi — анго́рская ко́шка
••kedi bulunmayan yerde fare baş kaldırır — посл. без кота́ мыша́м раздо́лье
kedi yetişemediği ciğere pis demiş — посл. оха́ивать то, что [тебе́] недосту́пно
- kedi gibi dört ayak üstüne düşmekkedi yavrusunu yerken sıçana benzetir — посл. приду́мывать оправда́ние неблагови́дному посту́пку
- kedi ile harara girmek
- kedi ile köpek gibi
- kedi ne?
- budu ne?
- kedi olalı bir fare tuttu -
15 slavish
adj. köle gibi, köpek gibi, aşağılık, adi, tıpatıp aynı* * *köle gibi -
16 kedi
cat. - ciğere bakar gibi bakmak /a/ to gaze at covetously. - gibi dört ayak üstüne düşmek (always) to land on one´s feet, come out on top. - ile harara girmek to work with an irascible person. - ile köpek gibi like cat and dog. - ne, budu ne? colloq. What else can you expect from the likes of such a miserable creature? - olalı bir fare tuttu. colloq. In all this time he´s only done one noteworthy thing. -ye peynir/ciğer ısmarlamak to entrust something to an untrustworthy person. - uzanamadığı/yetişemediği ciğere pis/murdar der/dermiş. proverb He criticizes it only because it´s something he knows he can´t get himself. -
17 kedi
kedi Katze f;erkek kedi Kater m;kara kedi fig schwarze Katze;kedi gibi anschmiegsam, zutraulich;kedi ile köpek gibi wie Hund und Katze; -
18 doggish
adj. köpek gibi, homurdanan, huysuz, aksi -
19 doglike
adj. köpek gibi -
20 hangdog look
adj. sinsi görünüşlü, suçlu köpek gibi
См. также в других словарях:
köpek gibi — çok yaltaklanan Kız ona derdini yanarken, paşanın Tevfik i buldurması için köpek gibi yalvarırken, o gözlerini tavana dikiyor, cevap vermiyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
köpek — is., ği, hay. b. 1) Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris) Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedi ile köpek gibi — birbirleriyle geçinemeyen, anlaşamayan kimseler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedi — is., hay. b. Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus) Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi. Birleşik Sözler kediayağı kedi balı kedi balığı kedibastı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuduz — is., tıp 1) Köpek, kedi, tilki vb. memeli hayvanlardan ısırma, tırmalama veya salya yolu ile insana geçen, genellikle çırpınma, sudan korkma şeklinde beliren, zamanında aşı yapılmazsa ölümle sonuçlanan hastalık 2) sf. Bu hastalığa yakalanmış Ama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezbelenmek — nsz, esk. Cezbeye tutulmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek Hırıltıdan cezbelenen cins köpek gibi artık kendini tutamayarak o da Nükhet e saldırdı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezile büzüle — zf. Utangaçlıkla, sıkılganlıkla Ezile büzüle, sıska bir yavru köpek gibi duvara, kapının pervazına sürünerek dışarı çıktı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
köpeklik — is., ği Köpekçe davranma, köpek gibi yaltaklanma … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağı dikilmek — konuşulanları dinlemek için dikkat kesilmek Şimdi kulakları, seslerimize dikilmiş bir köpek gibi yatıyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTEKÂLİB — (C.: Mütekâlibîn) (Kelb. den) Köpek gibi birbirinin üstüne atılan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEKÂLİBÂNE — f. Köpek gibi birbirinin üstüne sıçrayarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük